18.05.2007

“Deli”lik Tarihinin 19.yüzyılına Hemşire Ratched’la Değinmek…



Bu yazıdaki amaç, Ken Kesey'in 1962 yılında yazdığı kitabından uyarlanarak çekilen “Guguk Kuşu” adlı filmin sinemaya yansıtılan tarihsel/toplumsal gerçekliğini 19. yüzyıl delilik anlayışı ışığında göstermeye çalışmaktır. Film, doktor ve hemşire figürleriyle delilik tarihine göndermeler yapmaktadır; bu nedenle bu film 'delilik' tarihinde bir dönemi (19. yüzyıl) sinemaya yansıtan önemli yapıtlardan biridir.

19. yüzyılda, deliliğin patolojik açıklaması yapılmaya başlamıştır. Patolojik açıklamalarla doktorların tımarhanelerle birlikte “delilik” tarihine yön vericiliği başlamıştır. Foucault, doktorun devreye girişinin tıp alanındaki bilgisinden değil de, toplumsal ve ahlaki düzenden kaynaklanmakta olduğunu söyleyecektir. Bir bakıma doktorun işlevi toplumsal düzeni hukuksal ve ahlaki yönden garantileyen bir güce karşılık gelmektedir. “Deli”, doktor egemenliğinde ahlaki bir kapatılma hissini yaşayacaktır. Bir hastanın, bu kapatılmışlık hissinden ancak toplumsal bir kabulün ışığında kurtulabileceği düşünülmektedir; yani “deli”ler bir bakıma çocuklar gibi korkular ve bazı hezeyanlarla doktor gölgesinde farkında olarak ya da olmayarak kapatılmışlık hissi yaşayacaklardır. “Deli”lerin içlerine kapanmalarına sebep olan ve korkularından arınmalarını engelleyen ise yine doktorlar olacaktır. 19. yüzyılda, tecrit etme, sorgulama, duş cezaları, katı disiplin, çalışma yükümlülüğü, ödüllendirme gibi teknikler, doktoru deliliğin mutlak efendisi haline getirmiştir.

Orijinal adı One Flew Over The Cuckoo's Nest (1975, Mılos Forman, ABD) olan film, akıl hastanesi, hasta-doktor ilişkisi ve hemşire otoritesinin bir döneme ait karşılıklarını izleyiciye yansıtmaktadır. Filmin, orijinal adında geçen “cuckoo” kelimesi guguk kuşu ve argo da deli anlamına gelmektedir.

Jack Nicholson beden dilini çok iyi kullanarak McMurphy karakterini harika bir oyunculukla izleyiciye sunmuştur. McMurphy, akıl hastanesine gönderilen bir suçludur. Film, izleyiciye McMurphy merkezli akıl hastanesi yolculuğu sunmaktadır. 19 yüzyılın “deli” tanımlamasına gönderme yapan ilk diyalog, doktor ile McMurphy arasında geçmiştir. Doktor, McMurphy'nin hastanede bulunma sebebini, McMurphy’nin toplum içindeki davranışlarının alışılmışın dışında olduğu şeklinde açıklamaktır; ancak ardından asıl nedenin McMurphy’nin akıl hastası olup olmadığını değerlendirmek olduğunu söylemektedir. McMurphy ise “kahrolası bir sebze gibi davranmamı istiyorlarsa bunu yapamam delilik buysa ben deliyim ama beni değiştireceklerini düşünüyorlarsa bunu yapamazlar” diyerek dönemin anlayışına en önemli göndermeyi yapmaktadır. İnsan davranışları belirlenmiştir; insan davranışlarının belirlenmiş olması demekte hangi davranışın normal, hangi davranışın anormal olduğunu söyleyebilmektir. Akıl sağlığı değerlendirilmek istenenler ise bu “normalizasyon” fikri nedeniyle, doktorun egemenliği altında olacaktır. Doktor, McMurphy'e, kendisine verilen emirlere asla uymadığı için onun akıl hastası olduğunu düşündüklerini: “Onların istedikleri gibi davranmanı sağlayacağız” cümlesiyle ifade etmiştir, yani McMurphy normalleşecektir.

Hastalar, toplum içindeki yaşamlarında sorunlarla karşılaşmalarını önlemek isteyen doktor ya da hemşirelerle birliktedir. Yalnız kalmanın hastalığı ağırlaştırdığından söz eden doktor, belki de bu yüzden Hemşire Ratched başkanlığında grup terapisi uygulamıştır. Hastaların gönüllü olarak orda bulunduklarını söylemeleri McMurphy'i şaşırtmıştır : “Niçin buradasınız siz, deli misiniz?” Bu hastalar toplum içinde diğerlerinden farklı olduklarını fark ederek – ya da bu şekilde inandırıldıkları için – hastaneye gönüllü olarak geldiklerini söylemektedirler. Ancak hafta sonları ve geceleri kapıların kilitli oluşu, hastaların ne derece gönüllü olarak hastanede bulunduklarını film dâhilinde sorgulatmaktadır.

Filmdeki bir diğer önemli karakter Hemşire Ratched'dir. Seyirci bu karakterle, doktorun hastaya ya da hastalığa yön vermedeki başarısını(!) görebilmektedir. McMurphy önderliğinde akıl hastalarının hastabakıcıyı da 'ayartarak' yaptıkları parti her birinin alkol sonrası sızıp kalmasıyla son bulmuştur. Bu nedenle, McMurphy kurguladığı kaçış planını da gerçekleştirememiştir. McMurphy gönüllü(!) olarak orda bulunanlardan Billy’in (19.yüzyıldaki ahlaki kapatılma hissini yaşayan bir başka “hasta”) sorununu – kadınlarla birlikte olamama – anlamıştır. Bu sorunu “halletme” kararı alması da McMurphy’nin kaçış planının işlerliğini değiştirmiştir. Hemşire Ratched'in ve diğer hastabakıcıların hastaneye gelmesiyle parti son bulmuştur. Ancak Billy orda değildir; Billy, McMurphy'nin partide bulunan kız arkadaşı (Candy) aracılığı ile sorunundan kurtulmuştur. Billy'nin odasında Candy ile yatarken görülmesinin ardından hemşire Ratched ve Billy arasında “delilik” tarihine gönderme yapan bir diğer diyalog gelişmiş ve 19 yüzyıldaki doktorun hasta üzerindeki yönlendirici etkisi filmin bu karesine yansıtılmıştır. Billy'nin yatakta bir kadınla yatarken görülmesi üzerine Hemşire Ratched Billy'i bu durumu annesine (ki Billy annesinden korkmaktadır) söylemekle tehdit etmiştir. Hemşirenin bu tehdidi/kozu/yönlendirici gücü partiyi kimin başlattığını öğrenmesini sağlayacak ve böylece sorunlu bir diğer kişinin( McMurphy) akılsal sorunu, kural tanımamazlığı, elektrik şoku ile tedavi edilecektir. Hemşire'nin bu tehdidi yani Billy’e karşı tutumu ise McMurphy'i kaçmaktan yine alı koyarak hemşireye saldırmasına, onu boğmaya çalışmasına sebep olacaktır.

Doktorları dahi sağır ve dilsiz oluşuna inandıran bir diğer akıl hastası Şef McMurphy'le konuşmuş ve sağır-dilsiz olmadığını ona göstermiştir. McMurphy'nin diğer akıl hastalarına anlattığı kaçış planını ya da Şefle birlikte yaptıkları planları sadece güçlü Şef uygulayacaktır. Ancak Şef ayrılmadan önce McMurphy'i boğacaktır çünkü McMurphy'nin parti sonrası, hemşireye saldırışıyla maruz kaldığı elektrik şokları, onu konuşamayan, sabit bir noktaya bakıp acayip hareketler yapan insanlardan birine döndürmüştür ki bu davranışlarda McMurphy’nin –kendisinin – deli diye atfettiği insanlardan biri haline gelmesine sebep olmuştur. Şef, McMurphy’nin yaptığı kaçış planını birlikte uygulayamayacaklarını anladıktan sonra, McMurphy’i öldürecektir; çünkü Şef, onun orada – akıl hastanesi – yalnız kalmasını istememektedir ve McMurphy’i öldürdükten sonra oradan ayrılacak/kaçacaktır.

McMurphy, hayatını diğerlerinden daha fazla sevişip, kavgacı olduğunu dile getirerek anlamlandırmaktaydı. Dışardan bakıldığında ise ona kural tanımayan biri de denebilirdi. Ancak, McMurphy, birileri tarafından “deli” olarak atfedilebilir mi? Derrida’nın da Foucault’a gönderme yaparak sorguladığı gibi deliliğin tanıklığı varsa deliliğe kim tanıklık edebilir? Şayet edilirse McMurphy’nin deliliğine kim tanıklık etmektedir? Şef mi yoksa Hemşire Ratched mı?

Sinem

gecipgidenzamanlar@gmail.com

Hiç yorum yok: