6.04.2007

Çocukluk Rüyam

akşam indi kucağıma
işte usul usul akan sesleri:
uzaktan köpekler çağırırken bizi
ve çocuklar ağlarken
incinmiş dizleri
babalar oflayıp puflarken
yorgunluk işlemiş derinlere
anneler yemek yapardı
ve ağlarlardı sessizce
sessizce

ben küçücük adımlarımla yaklaştım sokağına. pencerenin dibine gelip ismini fısıldadım. bir kaç gölge oynaştı pencerede. kafanı çıkarıp bana baktın. tam o sırada güneşin son ışıkları yüzüne vurdu. sokağa çıkar mısın? dedim. benimle saklambaç oynar mısın? hayır dedin. babam izin vermiyor. içeri girip pencereyi kapadın. güneş battı. kocaman adımlarla kendi sokağıma döndüm. boğazımda bir yumru. söyleyemediklerim. akşam karanlığının içinde yemek kokuları. eve dönmüş insanların huzurlu yorgunluğu arasında apartmanımızın önünde ki basamaklara oturdum. babam balkonda içki içiyordu. beni gördü. içeri gelmemi söyledi. duymamazlıktan geldim. sözleri kayboluyordu içimde. içim hiç bir şeyi tutmuyordu. sinirlenerek bağırdı. korktum. ama aldırmadım. küçücük cesaretimle başka bir sokağın yolunu tuttum. tanıdık kimsenin olmadığı yabancı bir sokaktı. kimse beni tanımazdı. istediğimi yapabilirdim. ama yapmadım. ben aynıydım ya. değişen yalnızca sokaktı. tanımadığım, yabancı, uzaklaşmış adımlarla sokağıma döndüm. merdivenleri tırmanıp evimin kapısını çaldım. kapı açıldı.
gece vurdu suratıma
işte pırıl pırıl akan düşlerim:
bir yokuşun başında
babamın elini tutmuş beklerken
şehrin cinsel organları
sanayi mahallesi varoşları
ve tek başına bırakılmış bir sokak lambası
altında içime kapkara bir ruh doldu
uzaktan köpekler çevirirken etrafımızı
ailemin tek dayanağı bir duvara işiyordu

Hiç yorum yok: